Alkali diyet, hidrojen peroksit, ozon gibi uygulamalarla ve alkali (asit oranı düşük) besinlerin tüketilmesiyle hem vücuda oksijen sağlandığını hem de vücuttaki asit yapıların nötralize olduğunu¹ iddia ediyor.
Bununla beraber erime noktası düşük² alkali bir metal olan sezyumun alkali yaşamda önemli bir yer tuttuğu da iddialar arasında…
Bir çözeltinin asitlik (ya da bazlık yani alkalilik) derecesini ölçen birim pH (power of hydrogen, hidrojenin gücü) olarak isimlendiriliyor. İnsan kanı kusursuz bir dengede asitlik oranına sahip, pH değeri 7,4’te neredeyse sabit olarak bulunuyor.
Alkali diyetin uygulanması ya da asidik besinlerin diyetten çıkartılması kanın pH değerini değiştirmiyor. Bu diyet ancak idrarın pH değerini etkiliyor.
Kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta, ekmek ve tahıl içeren besinler idrarın alkali yapısını azaltıyorken (idrarın pH değerini düşürüyorken) çoğu meyve ve sebze bunun tam tersi etkinlik gösteriyor.
Kırmızı etin az, sebzelerin ve meyvelerin ise fazla miktarda bulunduğu bir diyetin sağlıklı olduğu ortada… Ancak bu diyetin iddiaları sonucunda ortaya çıkan bilimsel gerçekler gösteriyor ki idrar asiditesinin az ya da fazla olması kanseri, obeziteyi ya da diğer kronik hastalıkları önlemiyor veya tedavi¹ etmiyor. Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ve fazlası için uzman diyetisyeninize başvurun. Sağlıkla kalın.
¹Schwarcz, J. (2013). Günde bir elma: Yediğimiz yiyecekler hakkında efsaneler, yanlış bilinenler ve gerçekler. (Çev. Alpöz, R.), NTV yayınları ²tr.wikipedia.org/wiki/a28lkali_metal
0 yorum