Flor çay, balık, tahıllar gibi pek çok besinde bulunan bir elementtir. Düşük dozlarda alınan bu florun herhangi bir zararı olmazken alınan flor miktarı arttığında akut veya kronik toksisite (zehirlenme) meydana gelebilmektedir.
Akut flor toksisitesi daha önce bahsettiğimiz gibi bir anda çok fazla flor yutulması sonucu oluşuyor. Florun değişik dozlarda sürekli alımı sonucu ise dental florozis veya iskeletsel florozis gibi florozis tabloları ile karşılaşıyoruz.
Çocuklarda alınan florun %50’si kemiklerde tutuyor. Yetişkinlerde bu oran %10’a düşüyor.
Dental florozis gelişim dönemindeki çocukların 0,1 mg/kg/gün üzerindeki flor alımı sonucu meydana gelen bir hastalıktır. Bunun sonucu dişlerde sarı, kahverengi, siyah renklerde ve çeşitli derecelerde olabilen mine hipoplazileri oluşuyor.
Dental florozis riski kesici dişler için 22-26’ncı aylarda çok fazladır. Tüm dişler açısından düşündüğümüzde 0-8 yaş arasındaki dönem de risk taşıyor. Florozis süt dişlerinden çok daimi dişleri etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Günde 8ppm’lik florun yıllar boyunca alınması ile iskeletsel florozis‘ler oluşuyor.
Kronik flor toksisitesine, sulara fazla miktarda flor eklenmesi veya florlu su tüketen bireylerde flor takviyesi gibi durumlarda nadiren rastlıyoruz. Sistemik olarak kullanılmayan topikal uygulama dediğimiz florlu cilalar, vernikler, gargaralar, diş macunlarının kullanımı ile florozis meydana gelme riski ise yoktur. Sağlıklı günler dilerim.
Görsel 1: "Development and psychometric testing of a visual analog scale for dental fluorosis Ramya R, Ajithkrishnan C G, Thanveer K - J Indian Assoc Public Health Dent"
0 yorum