Antibiyotiklerin keşfi şimdiye kadar gerçekleşen farmakolojik başarıların ilk sıralarında yer alıyor. Penisilin antibiyotiğinin tedavide kullanılmaya başlandığı yirminci asrın ortalarından itibaren girilen antibiyotik çağında yaşam süresinin 10 yıl kadar uzadığı¹ biliniyor.
Antibiyotiklerin yaygın biçimde kullanıldığı günümüzde bakterilerce geliştirilen direnç nedeniyle enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde başarı oranı düşüyor. Antibiyotik tedavisinden ve bu ilaçların yararlı etkilerinden tamamıyla mahrum kalınacak bir senaryo, çok ciddi sorunlara¹ neden olabilir. Bilim insanları postantibiyotik çağının sınırına geldiğimizi¹ söylüyor.
Mikroorganizmalar biyosferin hemen her köşesinde rastlanabilecek direnç faktörlerini birbirlerine aktarabildikleri büyük bir ekosistem oluşturuyor. Bu direnç faktörlerinin sistemik toplamına rezistom ismi¹ veriliyor. Hareketli genetik elemanların sistemik toplamı ise mobilom olarak¹ tanımlanıyor.
Antimikrobiyal direnç profillerinin daha iyi anlaşılabilmesi adına yeni nesil moleküler mikrobiyolojik ve biyoinformatik yaklaşımların geliştirilmesi gerekiyor. Doğadaki rezistom ve mobilom yapılarının daha iyi kavranması:
- Antibiyotiklerin klinik ve endüstriyel düzeyde bilinçli kullanımına
- direnç motiflerine göre antibiyotik seçim stratejilerinin geliştirilmesine,
- patojen ve direnç yayılımının kontrolü için etkin biyo-güvenlik yaklaşımlarının besimsenmesine
- yeni nesil antibiyotik tasarımlarına
- bakteriyofaj-terapi ve probiyotik terapi gibi tamamlayıcı tedavi yöntemlerin geliştirilmesine öncülük edebilir.
Konuya ilişkin geniş bilgi için hekiminizle ve gastroenteroloji diyetisyeninizle görüşün. Sağlıkla kalın.
floradergisi.org/managete/fu_folder/2015-04/2015-20-04-167-173.pdf
0 yorum