Üreme çağındaki genç kadınlarda daha sık görülüyorsa da her yaşta ve cinsiyette ortaya çıkabilen ve yaşam boyu süren otoimmün bir hastalık olan sistemik lupus eritematozu, kısaca lupus hastalığı olarak biliniyor.
Genetik hastalık sayılmamakla beraber genetik olarak hastalığa yatkın bireylerde görülen lupus, kalıtımsal yatkınlık zemininde, güneş teması ve viral hastalıklar gibi çevresel tetikleyicilerin etkisiyle ortaya çıkıyor. Lupus, bağışıklık sisteminin doku ve organları bir tehdit gibi algılayarak doku-organları hedef alması ve iltihabi reaksiyon başlatılmasıyla ortaya çıkıyor. Bu sebeple de lupus, otoimmün bir hastalık olarak kabul ediliyor.
Cilt, eklemler, kalp, gözler, akciğer, böbrekler, sinir, sindirim ve üreme sistemleri gibi vücudun bütün dokuları ve organları hedef alınabiliyor. Hastalığın şiddeti, hangi doku / organın ne oranda tutulduğuna bağlı olarak değişiyor. Hafif, orta ve ağır şiddette bir hastalık başlangıcı olabiliyor.
Öte yandan düşük şiddetli bulgularla başlayan lupus, aylar ya da yıllar içinde nükslerle, bazen de bu nüksler sırasında ortaya çıkan yeni tutulumlarla şiddetini artırabiliyor: Erken tanı, tedavi ve düzenli takip lupusta büyük önem taşıyor.
Lupus tedavisi, bağışıklık sisteminin çalışmasını yeniden düzenleyen ya da bağışıklığı baskılayan ilaçlarla yapılıyor. İltihabın doku / organlarda kalıcı hasara yol açmasını önlemek, lupus tedavisinin ana bileşenin oluşturuyor. İlaç tedavisi yaşam boyu devam ediyor.
Lupus hastalığını ortadan tamamen kaldıran bir tedavi seçeneği henüz bulunmuyor. Hayat boyu süren bu hastalık ve kullanılan ilaçlar yaşam kalitesini çeşitli derecelerde etkiliyor. Alanında uzman hekim, diyetisyen ve psikologlar sayesinde lupus semptomları azaltılabiliyor. Konuya ilişkin geniş bilgi için iç hastalıkları ve romatoloji hekiminizle görüşün. Sağlıklı günler dileriz.
0 yorum