Enerji vermeyen besin ögelerinden vitaminler, yaşamın devamı için gereken organik maddelere deniyor.
Yağda eriyen ve suda çözünen olmak üzere vitaminler ikiye ayrılıyor:
- Yağda eriyen vitaminler: A, D, E ve K vitaminleri
- Suda çözünen vitaminler: B grubu ve C vitaminleri
B grubu B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B10, B12, B15 ve B17 vitaminlerinden oluşuyor.
Bu vitaminleri besin takviyelerinden sağlamak yerine meyve, sebze ve baklagil gibi besinlerin kendisinden almanın daha yararlı olduğuna yönelik bilimsel kanıtlar¹ bulunuyor.
Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH), bu üç durum dışında besin takviyesi kullanımını gerekli bulmuyor:
- Üreme çağındaki kadınlar için B vitaminleri
- Menopoz sonrası kemik sağlığını desteklemek amacıyla kalsiyum ve D vitamini
- Makula dejenerasyonunun ilerlemesini yavaşlatmak için çinko, ß-karoten, C ve E vitaminleri
Özellikle yaşlılarda görme kaybına neden olan makula dejenerasyonuna sarı nokta hastalığı da deniyor.
C vitamininin 500 mg, E vitamininin 400 IU (uluslararası birim) ve A vitamininin ise 4000 IU değerinden fazla kullanılmaması gerektiği bildiriliyor. D vitamini ise yetişkin bireyler için günlük 400-800 IU öneriliyor.
Kalp hastalıklarını veya aterosklerozu (damar tıkanıklığını) önlemeye yönelik vitamin takviyelerinin bilimsel dayanağının bulunmadığı¹ öte yandan vitamin takviyelerinin aşırı kullanımının prostat kanseri riskini¹ artırabildiği bildiriliyor.

Besin takviyeleri toplumda besinsel güvence olarak görülerek rastgele kullanılabiliyor. Takviye almadan önce hekiminizle, eczacınızla ve uzman diyetisyeninizle görüşün. Sağlıklı günler diliyorum.
¹Schwarcz, J. (2013). Günde bir elma: Yediğimiz yiyecekler hakkında efsaneler, yanlış bilinenler ve gerçekler. (Çev. Alpöz, R.), NTV yayınları
Bir yanıt yazın