Beyin sağlığı üzerinde doğrudan etkili olan besin bileşenlerine nörobesin deniyor. Bu besinler zihinsel sağlığın korunmasında kritik rol üstleniyor. Omega-3 yağ asitleri, B grubu vitaminler ve antioksidanlar nörobesin olarak değerlendiriliyor. Bilim insanları, nörobesinlerin sinir hücreleri arasındaki iletişimi desteklediğini ve beyinde nörotransmitter üretimini artırdığını ifade ediyor. Öte yandan omega 3 yağ asitlerinin Devamı…
Dünyada her geçen gün daha fazla kişi 100 yaşına ulaşıyor ve bu kişiler sentaryen (centenarian) olarak adlandırılıyor. Bu uzun ömürlü insanlar yalnızca kalıtımsal avantajlarıyla değil aynı zamanda yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıklarıyla da dikkat çekiyor. Peki sentaryenlerin sırları neler? Araştırmalar özellikle Akdeniz diyeti uygulayan toplumlarda sentaryen oranlarının daha yüksek olduğunu Devamı…
Toplumda keçi sedef otu adıyla bilinen goat’s rue, diyabet riskini azaltması yönüyle öne çıkıyor. Kan şekeri düzenleyici etkiler gösteren bu bitki insülin duyarlılığını artırıyor. Ayrıca galaktogog etkinlik gösteren bu bitkinin anne sütü artırıcı etkisi bulunuyor. Öte yandan keçi sedef otu kan pıhtılaşmasını yavaşlatabiliyor ve kanama riskini artırabiliyor. Teoride keçi otu kanama Devamı…
Yaşam süresini uzatmak ve hastalıkları önlemek konusunda yeni umutlar rapamisinle birlikte geliyor. Bu güçlü molekül, bağışıklık sistemini düzenlerken hücrelerin yenilenme mekanizmalarını da harekete geçiriyor. İlk olarak organ nakillerinde bağışıklık baskılayıcı olarak kullanılan rapamisin, günümüzde yaşlanma karşıtı etkileriyle dikkat çekiyor. Rapamisin, hücrelerin yaşlanma sürecini yavaşlatarak metabolizmayı olumlu yönde etkiliyor. Rapamisinin bağışıklık Devamı…
Yaşlandıkça vücudumuzda gözle görünmeyen ancak etkileri büyük olan değişiklikler meydana geliyor. Hücrelerin yaşlanarak bölünmeyi durdurduğu fakat tamamen ölmediği sürece senesans deniyor. Doğal yaşlanma ile ilişkilendirilen bu süreç kronik hastalıklara zemin hazırlıyor. Senesans, hücrelerin DNA hasarına ya da stres faktörlerine verdiği bir yanıt olarak ortaya çıkıyor. Senesans ile hücrelerin vücutta iltihaplanma Devamı…
Vücudumuz bir makine gibi çalışıyor ve zamanla yıpranıyor. Wear & tear teorisi, hücre ve dokuların sürekli kullanıma bağlı olarak hasar görmesiyle yaşlanmanın ortaya çıktığını öne sürüyor. Tıpkı bir arabanın zamanla aşınması gibi vücut da kendini yenilemekte zorlanıyor ve bu durum yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Bu teori, özellikle hücre düzeyindeki hasarların yaşlanma Devamı…
Hücrelerimizin enerji üretim merkezi olarak tanımlanan Adenozin monofosfat, AMP biçiminde kısaltılıyor. Vücudun sağlıklı olarak çalışmasını teşvik eden ve hücresel enerji metabolizmasının temel taşlarından biri olan AMP özellikle ATP (Adenozin trifosfat) sentezine aracılık ediyor. Bu sayede enerji üretilmesini hızlandırıyor. Bu molekül, hücreler arası iletişimi düzenlerken metabolik olayların devam etmesini sağlıyor. AMP’nin Devamı…
Yalnızca hayvansal ürünlerin tüketildiği, sebzelerin, meyvelerin, baklagillerin ve tahılların tamamen dışlandığı beslenme şekline carnivore diyeti deniyor. Etobur diyet de denen bu beslenme biçimi ülkemizde karnivor diyeti adıyla anılıyor. Bu diyette sakatat, kırmızı et, işlenmiş et ürünleri, tavuk, hindi, balık ve yumurta ön planda yer alıyor. Bu beslenme biçiminin savunucuları carnivore Devamı…
Yarım yağlı tereyağı, geleneksel tereyağına kıyasla daha düşük yağ oranına sahip bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Normal tereyağında yağ oranı %80 civarındayken yarım yağlı tereyağı yaklaşık %40-60 yağ içeriyor. Bu, kalori ve doymuş yağ miktarını azaltıyorken tereyağına özgü lezzeti koruma amacı taşıyor. Özellikle diyet uygulayanlar veya düşük yağlı bir beslenme Devamı…
Bazı organlarında granülom adı verilen küçük iltihaplanma kümelerinin oluşmasıyla karakterize bir hastalık olan sarkoidoz, genellikle akciğerlerde ve lenf bezlerinde görülüyor. Göz, cilt, karaciğer gibi diğer organları da etkileyebilen bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmiyor. Sarkoidoz, bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesiyle ilişkilendiriliyor. Hastalığın belirtileri, etkilediği organa bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Örneğin, Devamı…
Cheat meal de denen ödül öğünü, diyet yapanlar için bir mola gibi görülüyor ve çoğu zaman moral artırıcı bir uygulama olarak tercih ediliyor. Ancak bu kaçamak öğünlerin sağlık üzerindeki etkileri düşündüğünüzden daha dramatik olabilir. Özellikle sık yapılan ödül öğünleri, metabolizma ve beslenme dengesi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabiliyor. Ödül öğünlerinde genellikle Devamı…
Genetik bir hastalık olan ailesel Akdeniz ateşi özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yaşayan Türk, Ermeni, Arap ve Yahudi topluluklarında daha sık görülüyor. FMF şeklinde kısaltılan bu hastalık, vücudun çeşitli bölgelerinde ani ateş yükselmeleri, karın ağrıları, eklem iltihaplanmaları ve deri döküntüleri gibi semptomlara yol açabiliyor. Kalıtımsal faktörlerin büyük rol oynadığı bu hastalık, ailesel Devamı…
Türkiye’de sağlıklı beslenme yolculuğuna başlayan birçok kişi, daha hızlı kilo vermek için aç kalıyor. Bu yaklaşım, hem metabolizmayı yavaşlatıyor hem de uzun vadede sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Aç kalmanın ya da düşük kalorili diyetlerin aslında zayıflama sürecinde zannedildiği kadar etkili olmadığını bilimsel araştırmalar ortaya koyuyor. Düşük kalorili diyetler metabolizmayı yavaşlatırken yağ Devamı…