Koronavirüs yalnızca birkaç ay içerisinde milyonlarca kişinin enfekte olmasına neden olan bir küresel hâline geldi. Salgın yaşamın her alanını, özellik de sağlık hizmetlerine erişim olanaklarını etkiledi.
Koronavirüs’ün başlangıcından itibaren diş hekimleri, sadece acil ve hayatı tehdit eden tedavi hizmetlerini vermekle görevlendirildiler. Düzenli kontroller, estetik diş tedavileri, Sağlık Bakanlığının diş hekimlerine gönderilen bildirgesince kısıtlandı. Buna eşzamanlı olarak Türk Diş Hekimliği Birliği tarafından biz hekimlere gönderilen bildirgede de, hastanın son yurtdışı seyahatlerinin değerlendirilmesi, tedaviden önce temassız ateş ölçme, dezenfeksiyona ve hijyene ekstra önem verilmesi, koruyucu ekipmanların uygun kullanımı, her hastadan sonra otoklav sterilizasyonu, rubberdam (kauçuk tükürük koruyucu) kullanımı, işlem öncesi hastaya %1 hidrojen peroksitli gargara yapılması, dezenfeksiyon sıklığının artırılması ve aerosol üreten diş tedavileri için “high volume evaculator” cihazının kullanılması gibi tedavi prosedürlerine birçok kısıtlamalar getirildi.
Bütün bu tedbirlerin nedeni, Covid-19 virüsünün başlıca bulaş yolunun havadaki enfekte aerosoller aracılığıyla olması ve diş tedavilerinin özellikle bu riski artırmasıydı. Bu yüzden sağlık mesleği mensupları, özellikle diş hekimleri, hastalarla yakın temastan dolayı yüksek enfeksiyon riskine maruz kaldılar.
Sağlık sorunları erteleniyor
Covid-19 salgının fiziksel sağlık üzerindeki etkileri tartışılmaz olsa da psikolojik sağlık üzerinde hâlâ daha devam eden ve çok daha yıkıcı olan etkilerinin olduğu aşikâr. Türkiye’de yapılan bir ankete göre insanların çoğu Koronavirüs salgınından dolayı kaygı duyuyor ve sağlık sorunlarını, eğer acil değilse, ertelemeyi tercih ediyor. Çoğu hastada çaresizlik, üzüntü, huzursuzluk ve öfke gibi duyguların ortaya çıkması, duygusal hassasiyet, uyku veya yeme düzeninin bozulması, artan alkol-tütün kullanımı gibi bir takım psikolojik yan etkiler ortaya çıkıyor. Tüm bunlar hastaların herhangi bir sağlık tedavisinde, tedaviye olan güvenini ve hastanın tedavideki işbirliğini azaltıyor. Özellikle de salgın hastalıklar gibi toplumsal düzeyde korku uyandıran durumlar, depresif bozukluk ve bipolar bozukluk hastalık dönemlerini (depresif duygudurum veya mani/hipomani) tetikleme riski taşıyabiliyor. Fakat salgının psikolojik etkileri sadece hastalarla sınırlı değil. Mevcut çalışmalar diş hekimleri arasında da enfeksiyon kapma endişesinin ve korkusunun olduğunu gösteriyor.
Diş hekimleri endişeli
16-20 Mart 2020 tarihleri arasında toplam 1.958 Türk diş hekiminin katıldığı çevrimiçi bir ankette, ankete katılan diş hekimlerinin %90’ından fazlası kendilerinin ve ailelerinin sağlığı için endişeli olduğunu belirtti. Yine dünya genelinde çevrimiçi yapılan bir anket sonucunda görüldü ki yüksek bir bilgi ve uygulama standardına sahip olmalarına rağmen Covid-19 virüsünün pandemik etkisi nedeniyle diş hekimlerinin çoğu (%78) kendi alanlarında çalışırken endişe ve korku duyuyorlar. Bunun başlıca nedeni olarak da, özellikle diş hekimlerinin diğer sağlık çalışanlarına nazaran daha riskli grupta yer almaları geliyor. Başka bir ankete göre de diş hekimlerinin büyük çoğunluğu (%90) Covid-19 bulaşı tehlikesi dolayısıyla tedavi protokollerindeki değişikliğin farkında ve %61’i değişen tedavi protokollerini yürürlüğe koymakta. Fakat tüm bu tedbirlere rağmen diş hekimlerinin çoğu Covid-19 bulaş riski yüzünden büyük kaygı duymakta.
Koronavirüs salgının psikolojik etkileri sadece diş hekimlerinde değil toplumun her kesiminde görülmekte. Salgının tıbbi ve psikolojik etkileri şu an için sona ermese de sosyal etkileri maalesef sona ermiş gözüküyor. İnsanlar, virüs popülasyonda yayılmaya devam ederken bile pandemi bitmiş gibi davranmaya devam ediyor. Fakat yapılan araştırmalar bize ani bir bitişin olamayacağını açıkça gösteriyor. Salgının, fiziksel ve psikolojik etkilerinin tamamen ortadan kalkması ancak uzun ve sistematik bir süreç ile mümkün gözüküyor.
Binnur Artkıy Erfidan · disdostu.org/pandemi-golgesinde-dis-hekimligi/
0 yorum