Günümüz dünyasında başarı yalnızca bilgiye değil, o bilginin nasıl kullanıldığına da bağlı… İşte burada know-how kavramı devreye giriyor. Giderek küreselleşen iş dünyasında know-how hem rekabetin anahtarı hem de sürdürülebilir başarının temeli hâline geliyor.

Know-how; bir işi yapma becerisi başka bir ifadeyle teorik bilginin pratiğe dökülmüş hâli şeklinde tanımlanıyor. Örneğin bir yemek tarifinde hangi malzemelerin kullanılacağını bilmek bilgi iken o tarifi lezzetli şekilde pişirebilmek know-how olarak görülüyor.

Bu kavram sadece mühendislikte veya teknolojide değil sağlık, pazarlama ve hatta beslenme danışmanlığında bile önem kazanıyor. Çünkü artık bilgiye sahip olmak değil bilgiyi doğru zamanda, doğru şekilde uygulamak öne çıkıyor.

Know-how, tecrübe, gözlem ve sürekli öğrenme süreciyle gelişiyor. Bir diyetisyenin danışanına özel, etkili bir beslenme planı oluşturması, tam olarak bu bilgi-beceri bütünlüğünü yansıtıyor.

Ayrıca işletmeler için know-how, stratejik bir değer taşıyor: Benzersiz yöntemler ve süreçler, kurumları rakiplerinden ayırıyor. Bu yüzden birçok şirket know-how’ını korumak için gizlilik anlaşmaları veya fikri mülkiyet haklarını devreye sokuyor.

Know-how, modern çağın görünmeyen sermayesi olarak öne çıkıyor. Bilgiyi eyleme dönüştüren, fark yaratan ve başarıyı sürdürülebilir kılan en önemli güç hâline geliyor.

Bu nedenle sahip olunan bilgiyi sadece öğrenmekle kalmamak, onu sürekli uygulamak ve geliştirmek gerekiyor: Asıl fark ne bildiğinizde değil bildiklerinizi nasıl kullandığınızda!
Bu konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi siz de paylaşın!