Yaşlanma sürecinde bireyin yaşamdan beklentilerinin ve önceliklerinin değiştiğini vurgulayan bir teori olan gerotransandans kuramına göre insanlar, yaş ilerledikçe bireysel değerlerden uzaklaşıyor, daha çok manevi ve toplumsal anlam arayışına yöneliyor.
1990’larda Lars Tornstam tarafından geliştirilen bu teori, yaşlanmanın biyolojik değil, psikososyal bir dönüşüm olduğunu savunuyor.
Yaşlanan bireyler, gerotransandans süreciyle birlikte gençlikte önem verdikleri maddi başarılar ve bireysel hedeflerin yerine bağışlayıcılık, anlamlı ilişkiler ve manevi tatmin gibi değerlere odaklanıyor.
Bu süreç, yaşamın son dönemlerinde daha derin bir huzur ve anlam hissi getirebiliyor. Gerotransandans kavramı, pozitif yaşlanmayı teşvik etmek için yaşlı bireylerle yapılan sosyal ve psikolojik çalışmaların önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Gerotransandans kuramı, yaşlanmayı yalnızca fiziksel değişikliklerden ibaret görmeyip, daha derin bir anlam ve ruhsal zenginlik dönemi olarak ele alıyor. Sağlıklı bir yaşlanma süreci için bireylerin sadece fiziksel değil, psikososyal gereksinimlerine de odaklanılması gerekiyor.
Bir yanıt yazın