Eşcinsellik, yaygın görülmediği ve üremeye yönelik olmayan cinsel davranışlar içerdiği için tıp otoriteleri tarafından uzun yıllardır hastalık olarak tanımlanmıştır.
Hastalık olarak görüldüğü dönemlerde cinsel yönelimlerini değiştirmek veya bastırmak için eşcinsellere;
- beyin cerrahisi,
- ilaç tedavileri,
- işkence niteliğinde davranış değişikliği yöntemleri uygulanmıştır.
Uzun yıllar devam eden bu uygulamalar cinsel yönelimin değişmesini sağlamadığı gibi eşcinsel bireylerde büyük psikolojik izler bırakmıştır. Daha sonra yapılan bilimsel çalışmalarla eşcinselliğin bir hastalık veya psikolojik bozukluk olmadığı kabul edilmiştir.
Araştırmaların ve hak savunuculuğunun da etkisiyle Amerikan Psikiyatri Derneği 1973 yılında ve Dünya Sağlık Örgütü ise 1990 yılında eşcinselliği hastalıklar listesinden çıkarmıştır.
Tüm gelişmelere rağmen birçok toplumda eşcinselliğin biyolojik, psikolojik veya sosyal bir hastalık olduğu düşünülüyor:
- Eşcinsellik genetik veya hormonal bir bozukluk olarak görülüyor.
- Bireylerin eşcinselliği tercih ettikleri iddia ediliyor.
- Eşcinselliğin ebeveynlerden birinin ilgisiz veya çok baskın olmasıyla ilişkili olduğu savunuluyor.
Yukarıdaki tezlerin bilimsel dayanağı bulunmuyor.
Gerçek olan şu ki bireylerin nasıl eşcinsel veya heteroseksüel olduğu tam olarak bilinmiyor. Bildiğimiz şeyler ise eşcinselliğin;
- antik zamanlardan beri var olduğu,
- tarihin bazı dönemlerinde normal veya anormal karşılandığı,
- insan dışındaki türlerde de gözlemlendiği,
- bir hastalık olmadığı,
- kimsenin bireyleri heteroseksüel veya eşcinsel yapma gücüne sahip olmadığıdır.
Hastalık olmayan ve değiştirilemeyen eşcinselliği tedavi ettiğini ifade eden kişilere temkinli yaklaşmanızı öneriyorum. Bilimsel ve etik olmayan uygulamalar size ve sevdiklerinize ciddi zararlar verebilir. Eşcinsellik konusunda soru işaretleriniz varsa psikolog ve psikiyatrist ile görüşebilirsiniz.
0 yorum