Hayatın güvenilir ve sürekli olduğuna duyduğumuz inancı anlatan ontolojik güven kavramını Sosyolog Anthony Giddens tanımlıyor.
Giddens’a göre toplumsal yaşam rutinleşme eğilimi gösteriyor. Eylemlerimiz, kurumlar ve yapılar belli bir rutinde akıyor. Rutinler ile birlikte benliğimizin sürekliliğini, sabitliğini ve öngörülebilirliğini güvence altına alıyoruz.
Rutin içinde kendimizi sürekli değişen biri olarak değil; istikrarlı ve bütün bir varlık olarak algıladığımızda ontolojik güven duygumuz gelişiyor. Çevremizdeki her şey zamanla değişse bile ontolojik güven duygusu sayesinde süreklilik arz eden bir benliğimiz olduğunu hissediyoruz.
Rutinlerimiz bozulduğunda veya sekteye uğradığında ise ontolojik güvensizlik yaşıyoruz. Bu nedenle varoluş kaygısına kapılarak ontolojik güveni yeniden tesis etmeye çalışıyoruz.
Giddens’a göre inşa ettiğimiz ontolojik güven modern dünyada sonsuza kadar devam etmiyor çünkü modernite, ontolojik güveni sarsan tehditleri (kriz, afet yönetimi sorunları, savaşlar, göçler) sürekli olarak üretiyor.
Bu nedenle ontolojik güvenimizin sarsıldığı ve onu yeniden inşa ettiğimiz bir döngüde yaşıyoruz. Söz konusu döngü, bizleri kendimiz hakkında düşünebilen aktif özneler haline getiriyor.
0 yorum