Elzem aminoasit olan histidin, yaşamsal önem taşıyan bir nörotransmitter olan histamin üretiminde kullanılıyor. Histamin aşağıdaki fonksiyonları yerine getiriyor: bağışıklık tepkileri sindirim sisteminin devamı cinsel işlevler uyku-uyanıklık döngüleri Öte yandan histamin miyelin kılıf için koruyucu bir işlev görüyor. Miyelin kılıf, sinir hücrelerini çevreleyerek bariyer görevi üstleniyor. Konuya ilişkin geniş bilgi için Devamı…
Antibiyotiklerin keşfi şimdiye kadar gerçekleşen farmakolojik başarıların ilk sıralarında yer alıyor. Penisilin antibiyotiğinin tedavide kullanılmaya başlandığı yirminci asrın ortalarından itibaren girilen antibiyotik çağında yaşam süresinin 10 yıl kadar uzadığı¹ biliniyor. Antibiyotiklerin yaygın biçimde kullanıldığı günümüzde bakterilerce geliştirilen direnç nedeniyle enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde başarı oranı düşüyor. Antibiyotik tedavisinden ve bu ilaçların Devamı…
Bir grup karbonhidratı ifade eden FODMAP, fermente edilemeyen oligosakkarit, disakkarit, monosakkarit ve poliol isimli sindirilmesi zor şekerlerden oluşuyor. Şimdi FODMAP içeren besinleri ayrı ayrı ele alalım. Buğday, arpa, soğan, pırasa, sarımsak, kuru fasulye, nohut, mercimek, bezelye gibi besinler oligasakkarit içeriyor. Süt, yoğurt, dondurma disakkarit içeriyorken bal, karpuz, elma, armut, kayısı, şeftali, nektarin, Devamı…
Sindirim sistemi tüketilen besinlerin sindirim kanalı boyunca ilerlemesini, büyük moleküllerin sindirim salgıları aracılığıyla parçalanmasını, besin ögelerinin, suyun ve elektrolitlerin emilmesini ve kan dolaşımına katılmasını sağlıyor. Çiğneme yoluyla küçük parçalara ayrılan besinler tükürükle karışarak özafagus vasıtasıyla mideye geçiyor. Mide yutulan besinleri salgılarıyla yarı sulu hale getirerek ince bağırsağa iletiyor. Bununla birlikte Devamı…
İnsan vücudunda yaşayan mikroorganizmalara mikrobiyota deniyor. Büyük çoğunluğu gastrointestinal sisteminde bulunan mikrobiyotanın taşıdığı genetik materyale ise mikrobiyom ismi veriliyor. Son derece karmaşık bir ekosistemi temsil eden mikrobiyom, doğum sonrasında beslenme ile oluşmaya başlıyor ve süreç içinde gelişiyor. Diyet başta olmak üzere çevresel etmenler mikrobiyomu büyük ölçüde1 etkiliyor. İnsan Mikrobiyom Projesi (İMP), mikrobiyom Devamı…
Tüketilen besinlerin kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi ile ortaya çıkan klinik tabloya regürjitasyon adı veriliyor. Genelde refleks olarak görülüyor olsa da regürjitasyon bazen öğürtü ile de başlayabiliyor. Sıklıkla gastroözofageal reflü ve akalazyanın klinik belirtisi olarak görülen regürjitasyonun diğer nedenleri arasında: özofagusta yara ve tıkanıklıklar gebelik döneminde salgılanan hormonlar sigara kullanımı ruminasyon Devamı…