İletişim bilgi, duygu ve düşüncelerimizi diğerlerine aktardığımız bir süreçtir. Kabul görme, beğenilme ve destek alma gibi psikososyal ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz için iletişimi sağlıklı şekilde kurmamız gerekiyor.
Emir vermek, tehdit etmek, uyarmak, lakap takmak, sınamak, öğüt vermek, yargılamak, suçlamak ve alay etmek gibi davranışlar iletişim sürecinin aksamasına yol açıyor. Bu davranışları kullanarak iletişim kurmaya çalıştığımızda karşımızdaki kişinin düşüncemizi ve duygumuzu anlamasını beklemek anlamsız oluyor.
Bu nedenle ilk olarak iletişimin sadece sözlerden ve cümlelerden oluşmadığını hatırlamamız gerekiyor. Bedenimizin duruşu, yönü, ses düzeyimiz ve mimiklerimiz gibi içinde mesaj barındıran ve sözel olmayan ifadeler de iletişimi sözlerimiz kadar etkiliyor.
Kendimizi doğru şekilde ifade ettiğimizi düşündüğümüz zamanlarda da iletişimi etkileyen diğer süreçleri hatırlamak gerekiyor:
- Konu hakkındaki bilgi düzeyimiz,
- seçtiğimiz iletişim yolu,
- zamanın ve mekânın uygunluk durumu,
- karşımızdaki kişinin iletişime açık olma durumu,
- karşımızdakinin algılama kapasitesi gibi birçok etken iletişimin gidişatını etkiliyor.
“Sen” yerine “ben” dilini kullanmak iletişimin sağlıklı ilerlemesine yardımcı olabiliyor. Karşımızdaki kişiyi suçlamak yerine onun davranışının bize ne hissettirdiğini vurgulayabiliriz.
Örneğin, karşımızdaki kişi cümlelerimizi bölerek araya girmeye çalıştığında “Konuşmayı öğrenemedin bir türlü, sürekli sözümü kesiyorsun!” yerine “Ben, konuşurken sözlerime başlayıp bitiremeyince çok rahatsız oluyorum.” dememiz daha çok işe yarıyor.
İlk cümleyi kurduğumuzda karşımızdaki kişi bizi anlamak yerine öfke hissediyorken ikinci cümlede bizimle empati kurmasına yardımcı olabiliyoruz.
Peki empati nedir? Karşımızdaki kişinin duygusunu anlamamıza empati deniyor. Empati için karşımızdaki kişi ile aynı şeyleri yaşamamız ve hissetmemiz gerekmiyor. En basit şekliyle empati kurmak karşımızdakinin üzgün, öfkeli veya kaygılı olduğunu basit bir gözlemle fark ederek duygusunu gördüğümüzü ifade etmektir.
“Şu an biraz kaygılı görünüyorsun. Konuşmak ister misin?”
“Bu olay karşısında ne hissettin?”
İletişimde genel olarak dikkat etmemiz gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Bir sorunu imalarla değil empatik şekilde ifade etmek
- Karşımızdakinin kişiliğini değil hatalı olan davranışını eleştirmek
- Hata yapabileceğimizi hatırlayarak gerektiğinde özür dilemek
- Kendi açımızdan canımızı sıkan şeyin ne olduğunu açıklamak
Söz ettiğim önerilerin birkaçını uygulayarak iletişim sürecinde yaşadığınız çatışmaların sıklığını ve şiddetini azaltabilirsiniz. Diğerleriyle iletişim kurmakta ve iletişimi sürdürmekte zorlanıyorsanız psikolog desteği alabilirsiniz. Sağlık günler diliyorum.
3 yorum
Merve Gizem Demirel · 13 Mart 2020 12:57 tarihinde
Teşekkür ediyorum bilgilendirici yazınız için, şu aralar bi çoğumuzun ihtiyacı var kaliteli iletişime 🙂
Psikolog Cenk Umur · 13 Mart 2020 13:50 tarihinde
Evet Merve Hanım, maalesef ki iletişim halindeyken kurduğumuz cümlelerin içeriğinden ziyade o cümleleri ifade etme şeklimiz oldukça büyük önem taşımaktadır. Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim 🙂
“Evde kalma” süreci için bazı öneriler – Momentum · 27 Mart 2020 10:22 tarihinde
[…] sosyal sorunu beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan iki tanesi olan kaygıyı yönetme ve aile içi iletişim sorunları için daha önce yayımlanan yazılarımızı okuyabilirsiniz. Şimdi ise genel birkaç […]