Yaşamımızda değiştirmek istediğimiz çok şey var: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı yemekler pişirmek, teknoloji tüketimini azaltmak… Bunları gerçekleştirmek zorlayıcı olabildiği gibi bu davranışları birkaç gün veya hafta sonra terk edebiliyoruz.
Psikoloji bilimi, alışkanlıkları beynin otomatik davranış döngüleri olarak görüyor. Başka bir deyişle alışkanlıklar enerji tasarrufu yapmak için beynin geliştirdiği davranış kalıpları oluyor. Adeta hayatımızı kolaylaştıran kısa yollar gibi… Belli bağlamda tekrarladığımız davranışlarımız zamanla alışkanlıklara dönüşüyor.
Davranışlarımız içsel ve dışsal bir tetikleyici ile başlıyor. Rutinler halinde tekrar ettiğimizde ise alışkanlık haline gelmeye başlıyor. Beynimiz, davranışımızın “işe yaradığını” ödül merkezimizin verdiği haz ve rahatlama mesajıyla algılıyor. Böylece davranışımız kalıcı ve otomatik hale geliyor.
Davranışları otomatik ve kalıcı alışkanlıklara dönüştürmenin yolları bulunuyor:
- Küçük adımlarla başlamak: Her gün bir saat egzersiz yerine 5 dakika esneme egzersizi yapmak.
- Belirli bir zamana ve mekana yerleştirmek: Bağlam netleştikçe davranışımız kalıcılaşıyor. Saat 15.00’te bahçedeki bankta kitap okumak gibi…
- Ödüllendirmek: Davranışın ödülle bitmesi onu pekiştiriyor. Bitirdiğiniz görevin üzerini çizmek, davranışı tamamlamanın verdiği rahatlığa odaklanmak…
- Başka alışkanlıklara bağlamak: Alışkanlık zinciri oluşturabilirsiniz. Düzenli şekilde kitap okuma alışkanlığınız varsa kitap bittikten sonra 5 dakika nefes egzersizi yapmaya çalışmak gibi…
Davranışlarımızı alışkanlığa dönüştürürken bizi zorlayan düşüncelerle karşılaşabiliyoruz. Olumsuz düşüncelerimiz, davranışlarımızı değiştirirken dirence ve ertelemeye neden olabilir. Alışkanlık edinmek bir süreç olduğundan kendimizi suçlamadan ve yargılamadan ilerlememiz gerekiyor.
Bir yanıt yazın