Yangınlar, depremler, su baskınları, kuraklık, hava kirliliği ve olağanüstü hava olayları medyada sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu olaylar bazı kişilerin eko-anksiyete olarak tanımlanan psikolojik belirtiler yaşamasına neden olabiliyor. Eko-anksiyete terimi ekoloji (çevre) ve anksiyete kelimelerinden oluşuyor.

ağaç, sis, korku, orman, doğa, görselEko-anksiyete hâlihazırda psikolojik bir bozukluk olarak görülmüyor. Ancak iklim değişikliği sonucunda meydana gelen doğa olayları giderek birçok kişinin psikolojik durumunu olumsuz etkiliyor. İklim ile ilgili sorunlar arttıkça eko-anksiyete yaşayan kişi sayısının da artacağı öngörülüyor.

obsesyon, düşünceler, kafakar, insanlar, toplum, duvar, okb

Eko-anksiyete yaşayan kişiler çevre sorunlarını çok fazla gözlemliyorlar ve iklim değişikliğinin yarattığı tahribatın telafi edilemeyeceğini düşünüyorlar. Bununla bağlantılı olarak kendilerinin ve sonraki nesillerin geleceğiyle ilgili yoğun kaygı yaşıyorlar.

İnsanlar, beynin işleyişinde değişiklikler yaratmaya çalışmış ve bunun için birçok yöntem bulmuşlardır. Bunlardan birisi olan meditasyon, yüzyıllardır varlığını devam ettirmekte ve son yüzyılda modern yaşamdaki stresle baş etmek için kullanılmaktadır. Nefes üzerine odaklanan Uzakdoğu meditasyonu, Sufi’lerin semahı, tesbih çekmek, mantralar, zikirler, davul ritmiyle kendinden geçme ve dua gibi tekniklere dayanan meditasyonlar kültürden kültüre, zamanla değişmektedir. Meditasyonun insan bedenini nasıl etkilediği merak edilmiş ve yapılan çalışmalarda insanın sempatik sinir sistemini yavaşlattığı sonucuna ulaşılmıştır. Bedenin kendisini savunması için gerekli olan sempatik sinir sistemi; ani bir olay karşısında çalışmaya başlar ve bizim stres tepkileri dediğimiz bedensel belirtileri ortaya çıkarır. Bu nedenle meditasyon yaparken; kalp atış hızı azalır, metabolizma hızı düşer, solunumu yavaşlar, kaslar gevşer, beynin dinlenme durumunda ortaya çıkan alfa dalgaları artar, stresle ilgili kimyasal olan laktatın kandaki oranı azalır… Meditasyon teknikleri, yukarıda bahsedilen fizyolojik etkileri sebebiyle, psikoterapistler tarafından anksiyete bozuklukları tedavisinde bazı seanslarda yöntem olarak kullanılabilmektedir. Bedensel değişikliklerin yanında düzenli olarak meditasyon yapan kişiler; daha çok duyusal farkındalık, güçlü duygular, zamansızlık ve dinginlik hissi yaşadıklarını ifade etmektedirler.Eko-anksiyete yaşayanlar şu belirtileri gösterebiliyor:

  • önceki kuşaklara ve çevreyi umursamayan kişilere yönelik öfke,
  • hayal kırıklığı,
  • yoğun kaygı,
  • doğaya verdiği zarardan dolayı utanç ve suçluluk,
  • doğal ortamların yok olması ile ilgili üzüntü,
  • geleceği olumsuz algılama,
  • felaket senaryoları kurma,
  • uyku sorunları,
  • iştah değişiklikleri,
  • odaklanma zorluğu,
  • fiziksel ağrılar,
  • sosyal ilişkilerde gerilim,
  • sosyal uyumda azalma.

Daha ileri vakalarda yoğun çaresizlik duygusu, depresyona da yol açabiliyor.

psikolog, terapi, psikoterapi, psikoterapist, eskişehir psikolog, randevu, görüşme

Doğa ve çevre bilinci yüksek olan insanlar eko-anksiyete yaşamaya daha yatkın oluyor. Siz de buna benzer bir durum yaşıyorsanız ve hayatınızı ciddi şekilde etkiliyorsa psikolog desteği alabilirsiniz.

1.192 kez okundu

Uzman Psikolog Cenk Umur

2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olan Cenk Umur, Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü'nde görev yapıyor. Psikolog Cenk Umur, doktora eğitimine Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde devam ediyor.

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir