Kategori: Duygular
-
Kendinize şefkat göstermenin yolları
•
Öz şefkat kendinizi olduğunuz gibi kabul ederek kendinize nezaket göstermenize deniyor. Çoğu yetişkin tarafından çocuksu bir tutum olarak algılanabilen öz şefkat; güçlü ve zayıf yönleriniz olduğunu fark etmenizden ve bunun sorun olmadığını kabul etmenizden başka bir şey değildir. Birçoğunuz başka kişilere şefkat gösterdiğinizde muhtemelen ikinci kez düşünmüyorsunuz. Örneğin; işe kabul edilmeyen arkadaşınızı suçlayarak, yargılayarak ve…
-
Çok karıştırılan üç kavram: Düşünce, duygu ve his
•
Psikologlar olarak bazı seanslarda danışanlarımıza psikoloji alanına ait bilgiler aktarıyoruz. Bu bilgi aktarma sürecine psikoeğitim deniyor. Psikoeğitim danışanlarımızın deneyimlediği şeyleri anlamlandırmasından, seanslarda ortak bir dil oluşturmaya kadar birçok işleve sahip oluyor. Birçok farklı kavram gibi düşünce, duygu ve his de psikoeğitimin konusu olabiliyor. Bu kavramların yalnızca görüşmelerde değil günlük hayatta da sıkça karıştırıldığını fark ettiğim…
-
Kadınlar gözyaşlarını manipülasyon için mi kullanıyor?
•
Kadınların iletişim kurdukları kişileri ağlayarak manipüle ettiği kanısına yaygın şekilde inanılıyor. Peki öyle mi? Sizce kadınlar istediklerini elde etmek, karşı tarafın duygularını etkilemek ve bazı durumlardan kaçınmak için gözyaşlarını mı kullanıyor? Öncelikle ağlama tepkisini ele alalım. Ağlama çoğunlukla üzüntü duygusu ile ortaya çıkıyor. Cinsiyetten bağımsız olarak üzüldüğümüz durumlara farklı tepkiler verebiliyoruz. Kimimiz ağlarken kimimiz sessizleşebiliyor.…
-
Psikolojik dayanıklılık nedir?
•
Psikolojik dayanıklılık zorlayıcı olaylara karşı esnek kalabilme, değişikliklere uyum sağlayabilme ve yoğun duygulardan sonra toparlanabilme becerilerinizi ifade ediyor. Stres yönetimini de kapsayan psikolojik dayanıklılık düşüncelerinizi kontrol etmenizi ya da olumlu düşünmeye çalışmanızı gerektirmiyor. Olumlu düşünmeye çalışmak zorlukları çoğunlukla görmezden gelmenize neden oluyor. Psikolojik dayanıklılığınızın yüksek olması duygularından etkilenmeyen ve olaylara karşı kayıtsız kalan biri olduğunuz…
-
Ön yargılarımız: Farkındalık ve değişim
•
Bir kişiye, gruba veya nesneye ilişkin duygu yüklü tutumumuza ön yargı deniyor. Konu ön yargı olduğunda aklımıza ilk olarak olumsuz duygular geliyorsa da olumlu ön yargılar da bulunuyor. Japonların çalışkan olduğunu düşünmek olumlu ön yargıya örnek verilebiliyor. Bu ön yargı Japonları çok etkilemeyebiliyorsa da olumsuz ön yargılar yıkıcı olabiliyor. Ön yargılarımızı ayrımcı davranışlar yoluyla ifade…
-
Savaş ya da kaç!
•
Savaş ya da kaç tepkisi tehdit edici ve stresli bir durum algıladığımızda verdiğimiz tepkidir. Sempatik sinir sistemimizin aktive olmasıyla ortaya çıkan bu tepki hayatta kalmamıza ve tehlikeli durumlar karşısında hızlı hareket etmemize yardımcı oluyor. Örneğin, bir köpek havlayarak bize doğru koşmaya başladığı an savaş ya da kaç tepkisi veriyoruz. Aynı tepkiyi bize hızla yaklaşan bir…
-
Mikro ifadeler nasıl ortaya çıkıyor?
•
Duygularımızın kısa ve istemsiz bir yansıması olan mikro ifadeler çoğunlukla gerçek duygularımızı gizlemeye ve maskelemeye çalıştığımız durumlarda ortaya çıkıyor. Normal (makro) yüz ifadelerimizle karşılaştırdığımızda mikro duygu ifadelerimizi isteyerek ortaya çıkarmamız veya engellememiz zor oluyor. İğrenme, öfke, korku, sevinç, üzüntü ve şaşkınlık gibi evrensel duygularımızla birlikte ortaya çıkan mikro ifadelerin hızı 1/15 ve 1/30 saniye arasında…
-
Dissosiyasyon nedir?
•
Çözülme, ayrışma ve bölünme gibi anlamlara gelen dissosiyasyon düşüncelerimizden, duygularımızdan ve kimliğimizden kopuş yaşadığımız zihinsel bir süreci ifade ediyor. Bazı psikolojik bozuklarda görülse de hepimiz dissosiyasyonu belli bir seviyede ve zaman zaman deneyimliyoruz. Çok sıkıldığınız bir eğitimde zihninizin hayallere daldığı olmuştur. Kitap okurken dikkatiniz farklı düşüncelere kaydığından aynı sayfayı tekrar okumak zorunda kalmışsınızdır. Anda kalmanın…
-
Schadenfreude nedir?
•
Almanca başkasının talihsizliğinden duyulan keyif anlamına gelen schadenfreude, zarar (schade) ve neşe (freude) sözcüklerinden oluşuyor. Schadenfreude, yani başkasının başına gelen kötü şeylerin zaman zaman hoşumuza gitmesi bizi kötü biri yapmıyor. Bu duygunun evrimsel kökenlerinin olduğu, adalet ve rekabetle ilişkili olduğu düşünülüyor. Rekabetin olduğu alanlarda diğer kişilere ve gruplara karşı üstünlük sağlamak istiyoruz. Bu nedenle rekabet…