Duygularımızın kısa ve istemsiz bir yansıması olan mikro ifadeler çoğunlukla gerçek duygularımızı gizlemeye ve maskelemeye çalıştığımız durumlarda ortaya çıkıyor. Normal (makro) yüz ifadelerimizle karşılaştırdığımızda mikro duygu ifadelerimizi isteyerek ortaya çıkarmamız veya engellememiz zor oluyor.
İğrenme, öfke, korku, sevinç, üzüntü ve şaşkınlık gibi evrensel duygularımızla birlikte ortaya çıkan mikro ifadelerin hızı 1/15 ve 1/30 saniye arasında değişiyor. Normal yüz ifadelerimiz ise 1/2 saniye ile 4 saniye arasında ortaya çıkıyor.
Haggard ve İsaacs, psikoterapi kayıtlarını inceledikleri 1966 yılındaki çalışmalarında, danışan ve psikoterapist arasındaki sözel olmayan iletişim göstergelerini araştırırken mikro ifadeleri keşfediyorlar.
Daha sonra Ekman ve Friesen (1969, 1974) aldatma (yalan) ile ilgili çalışmalarına mikro ifade kavramını dahil ederek çalışmanın sonuçlarını Telling Lies (Yalan Söyleme) adlı kitapta yayımlıyorlar. Hatta bu kitabı temel alan Lie To Me (Bana Yalan Söyle) televizyon dizisi mikro ifadeleri medyada popüler hale getiriyor.
Günlük sosyal ilişkilerimizde mikro ifadeleri fark etmek kolay olmuyor. Bunun için duygu okuma eğitimleri almak gerekiyor ve teknolojik araçlar kullanılıyor.
Gerçek duyguları anlamada önemli rol oynayan mikro ifadeler birçok alana ışık tutuyor. Mikro ifade analizi istihbarat, güvenlik ve psikoloji gibi çeşitli araştırma alanları için cazip bir konu haline geliyor.
0 yorum