Duygusal körlük olarak da bilinen aleksitimi; a (yok), lexis (söz) ve thymos (duygu) sözcüklerinden oluşuyor ve duyguları sözel olarak dile getirememe anlamına geliyor.
Duygularımızın farkında olmamız, onları anlamamız, ifade edebilmemiz ve düzenleyebilmemiz psikolojik sağlığımız için önemli ancak aleksitimisi olan bireyler;
- kendi duygularını tam olarak anlayamıyor,
- onları ifade etmekte zorlanıyor,
- duygularını sosyal normlara uygun şekilde dışa vuramıyor.
Aleksitimisi olanlar duygularını düşüncelerinden ve bedensel duyumlarından ayırt etmekte zorluk yaşasalar da gelişim ve zekâ bakımından geride değildirler. Hatta zihinsel kapasitelerini çoğunlukla duygulardan kaçmak için kullanıyorlar çünkü duygularıyla yüzleşmekten korkuyorlar.
Günlük rutinlerini ve iletişimi süreçlerini yönetebilen, bir konu hakkındaki düşüncesini net şekilde açıklayabilen aleksitimik bireyler:
- Duygularını başkalarına iletme zorluğu,
- Başkalarının sözel olmayan duygu ifadelerini tanıma ve bunlara yanıt vermede güçlük,
- Hayal kurma ve fantezi üretme eksikliği,
- Mantıklı ve katı bir düşünme biçimi,
- Stresi yönetme konusunda yetersizlik,
- Daha az özgeci davranışlar,
- Mesafeli ve katı görünme,
- Yaşamdan duyulan memnuniyetsizlik
gibi belirtilere sahip oluyorlar.
Aleksitiminin nedeni bilinmese de bir kişilik özelliği olduğuna, psikolojik bozuklukların yanında seyrettiğine, sosyokültürel değişkenlere bağlı olduğuna, erken dönem çocukluk deneyimleri ile ilişkili olduğuna, duygusal-bilişsel bir sorun olduğuna ve beynin işlevlerindeki sıkıntılardan kaynaklanabileceğine dair görüşler bulunuyor.
Aleksitimik özellikler gösterdiğinizi düşünüyorsanız duygu odaklı terapiler ve bilişsel psikoterapiler size yardımcı olabilir. Psikoterapi süreci ile duygularınızı tanımayı, anlamlandırmayı ve onların bedensel etkilerini gözlemleyebilmeyi öğrenebilirsiniz.
0 yorum