Genetik bir hastalık olan ailesel Akdeniz ateşi özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yaşayan Türk, Ermeni, Arap ve Yahudi topluluklarında daha sık görülüyor.
FMF şeklinde kısaltılan bu hastalık, vücudun çeşitli bölgelerinde ani ateş yükselmeleri, karın ağrıları, eklem iltihaplanmaları ve deri döküntüleri gibi semptomlara yol açabiliyor.
Kalıtımsal faktörlerin büyük rol oynadığı bu hastalık, ailesel geçiş gösterdiği için genellikle aynı aile bireylerinde görülüyor.
FMF, MEFV genindeki mutasyonlarla ilişkilendiriliyor. Bu mutasyonlar, bağışıklık sisteminin anormal şekilde tepki vermesine neden oluyor. Bu da hastaların vücutlarında sıklıkla ateş ve iltihaplanma nöbetlerinin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Ailesel Akdeniz Ateşi, genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde başlıyor. Öte yandan her yaşta görülebiliyor.
FMF hastalarının tedavisinde genellikle colchicine (kolşisin) gibi ilaçlar kullanılıyor. Bu ilaç, ateş ve iltihaplanmaların önlenmesinde etkili oluyor.
Yine de hastalık tamamen iyileştirilemiyor. FMF tedavisi semptomların kontrol altına alınmasını ve hastaların yaşam kalitesinin iyileştirilmesini amaçlıyor. Bunun dışında, genetik testler sayesinde hastalık erken dönemde teşhis edilebiliyor ve uygun tedaviyle hastalığın ilerlemesi önlenebiliyor.
FMF hastalığına yakalanan kişilerin yaşam biçimlerini düzenlemeleri ve tetikleyici faktörlerden kaçınmaları gerekiyor. Stres, enfeksiyonlar ve aşırı fiziksel yorgunluk, hastalığın ataklarını tetikleyebiliyor.
Bu nedenle düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir diyet uygulamak ve yeterli dinlenmeye özen göstermek hastaların rahatlamasına yardımcı olabiliyor.
Eğer FMF ile yaşıyorsanız yaşam kalitenizi etkileyen bu hastalığı doğru tedavi ve yaşam biçimi değişiklikleriyle kontrol altına alabilirsiniz. FMF hastalığının yönetiminde, iltihaplanmayı azaltan omega-3 yağ asitleri ve antioksidan içeren besinler tercih etmelisiniz. Antioksidan açısından zengin besinler, hücre hasarını engelleyerek genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yarattığını unutmayın.
Şeker ve rafine karbonhidratlardan kaçınılmalı, bunların yerine düşük glisemik indeksli besinler tüketmelisiniz.
Dengeli miktarda protein almalı ve kas gücünüzü korumalısınız. Ayrıca yeterli sıvı alarak ve tuzdan kaçınarak böbrek sağlığınızı desteklemelisiniz.
Eğer bu hastalığa dair herhangi bir belirti fark ederseniz bir sağlık kuruluşuna başvurmanız tedavi sürecinin başarılı olmasında büyük rol oynayacaktır. Sağlıkla kalın.
0 yorum