Akdeniz iklimine özgü bir meyve olan zeytinin (Olea europaea) Ayvalık, çakır, çekişte, çelebi, çilli, domat, Gemlik, karamürsel ve kiraz gibi çok sayıda çeşidi bulunuyor.
İçerdiği tekli doymamış yağ asitleri (MUFA) nedeniyle zeytin kalp-damar hastalıklarına, inflamasyona (enfeksiyona) ve kanser türlerine karşı kullanılıyor.
Yapısında barındırdığı hidroksitirozol, oleuropein ve tirosol gibi polifenoller sayesinde zeytin güçlü antioksidan özellikler gösteriyor. Bu bileşikler serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltıyor, böylece inflamasyon kaynaklı hastalıklar önlenebiliyor.
Oleuropein, zeytinin antimikrobiyal, antioksidan ve anti-aging özellik gösterdiği belirtiliyor. Oleuropein bileşiği serbest radikalleri etkisiz hâle getirerek hücre hasarını azaltıyor ve yaşlanma belirtilerini geciktiriyor.
Ayrıca yapılan çalışmalar zeytinin HIV gibi enfeksiyonların bireyler arası geçişini yavaşlattığını gösteriyor.
Düzenli olarak zeytinyağı kullanan bireylerde total kolesterolün ve LDL kolesterolün düştüğü, HDL kolesterolün ise yükseldiği belirtiliyor.
Bunlarla birlikte tanen, organik asitler ve uçucu yağlar içermesi nedeniyle zeytin yaprağının inatçı enfeksiyonlara karşı kullanılabileceği belirtiliyor.
Obezite ile yaşıyorsanız ya da ağırlık kaybetmeyi hedefliyorsanız kahvaltılarınıza 1 yemek kaşığı zeytin ekleyebilirsiniz. 1 yemek kaşığı zeytin 20-25 gram ediyor ve 45 Kcal enerji veriyor.

Adeta doğal bir şifa kaynağı olan zeytin alp sağlığını koruyor, yaşlanmayı geciktiriyor ve bağışıklığı güçlendiriyor. Zeytini sofranızdan eksik etmeyin, sağlığınıza yatırım yapın! Zeytin hakkında detaylı bilgi için diyetisyeninizle görüşün. Sağlıklı, dengeli ve keyifli günler diliyorum.
Bir yanıt yazın