Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kişiden kişiye değişiyor. Bir diyetisyen olarak bireysel tercihlerim ve rutinlerim bana en iyi enerji dengesini ve ruh hâlini sağlıyor. Bu yazıda, günlük yaşantımda beslenmeme dikkat ederken nelere öncelik verdiğimi sizlerle paylaşıyorum. Yeterli ve dengeli beslenme konusunda ilham vermeyi ve sizin de bu yönde adım atmanızı desteklemeyi amaçlıyorum.
Güne iki su bardağı ılık su içerek başlıyorum. Bu, vücudumun gece boyunca kaybettiği suyu geri kazanmasına ve metabolizmamın uyanmasına yardımcı oluyor. Özellikle sabahları su içmek, gün boyu su tüketimimi artırmamda kilit rol oynuyor.
Her sabah 10 dakika esneme egzersizleri yapıyorum. Bu kısa egzersizler, kan dolaşımımı hızlandırarak güne enerjik başlamamı sağlıyor. Aynı zamanda bedenimi hareket etmeye hazırlıyor, gün içinde daha esnek ve dinç hissetmeme katkıda bulunuyor.
Kahvaltıyı hiçbir zaman atlamam! Dengeli bir kahvaltı yapmak, gün boyu enerji seviyelerimin stabil kalmasına yardımcı oluyor. Protein, lif ve sağlıklı yağ kaynaklarına yer vererek günün ilk öğününü güçlü tutuyorum.
Kahvemi ise sade olarak tüketiyorum; çayda ve kahvede şeker kullanmıyorum. Şekersiz tüketmek, kan şekerimin dalgalanmasını önlüyor ve kalori alımımı gereksiz yere artırmamı engelliyor. Bitkisel çaylara da öğün aralarında yer veriyorum. Bu çaylar hem sindirimi destekliyor hem de rahatlatıcı etkileriyle stresi azaltıyor.
Öğle ve akşam öğünlerimi dengeli bir şekilde planlıyorum. Her öğünümde karbonhidrat, protein ve sağlıklı yağlara yer vererek vücudumun gereksinim duyduğu makro besin ögelerini alıyorum. Dengeyi koruyarak hem tokluk hissimi sürdürüyorum hem de aşırı yemek tüketiminden kaçınıyorum.
Her gün mutlaka 2-3 değişim meyve tüketiyorum. Farklı renklerde meyveler tercih ederek antioksidan ve vitamin çeşitliliğini artırıyorum. Meyve porsiyonlarımı kontrol altında tutarak aşırı şeker alımından kaçınıyorum.
Besin takviyeleri de zaman zaman rutinin bir parçası oluyor. Özellikle yoğun dönemlerde, vücudumun ihtiyaçlarını karşılayacak vitamin ve mineralleri takviye ederek destek sağlıyorum.
Kızartma yöntemini ise asla tercih etmiyorum. Bunun yerine buğulama, ızgara, fırında pişirme veya haşlama gibi daha sağlıklı yöntemler kullanarak yağın olumsuz etkilerinden kaçınıyorum.
Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini tüketmemeye özen gösteriyorum. Yalnızca yurt dışından aldığım özel ve kaliteli ürünleri nadiren tüketiyorum, bu da işlenmiş gıdalarla olan temasımı en aza indiriyor.
İçecek olarak tercihim sade maden suyu! Hem vücudumun mineral dengesini korumaya yardımcı oluyor hem de sindirim sistemimi rahatlatıyor. Kola, gazoz, fanta gibi şekerli içeceklerden ise tamamen uzak duruyorum. Aynı şekilde margarin, cips, yapay tatlandırıcı, kahvaltılık gevrek, hazır çorba ve şerbetli tatlılar da beslenme rutinimde asla yer almıyor.
Sonuç olarak sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek her gün yaptığımız küçük seçimlerle şekilleniyor. Dengeli bir beslenme düzeni ve bilinçli tercihler, uzun vadede büyük farklar yaratabiliyor. Sizin de bu yolda ilerlemek için adım atmanız, sağlığınıza yapacağınız en büyük yatırım olacağını düşünüyorum.
0 yorum